Öğretim programlarında problem çözme ile ilişkili kazanımları incelemek için öncelikle 2005’ten öncesi ve 2005’ten sonrasında yazılan öğretim programlarını ayrı başlıklarda incelememiz gerekir. Bu iki başlık dışında öğretim programındaki değişiklikler birkaç revizeden öteye gitmediğinden bu iki başlıkta öğretim programlarında problem çözmenin yerini inceleyelim. 2005 yılı öncesinde oluşturulan programlarda problem çözme becerisi programın öğretmen merkezli olması sebebiyle fazla ön plana çıkmamaktadır. Ancak yeni öğretim programlarıyla birlikte her revizede problem çözme ve öğrenci merkeziyetçiliği ön plana çıkıyor. Önceki öğretim programları incelendiğinde de problem çözme becerisi gerektiren kazanım ve etkinlikler görülebilse de yeni öğretim programlarında problem çözme becerisi diğer öğretim programlarına göre daha ön plandadır.
Problem çözme başlığı altında yeni ve eski öğretim
programlarında bulunan etkinlikler, sorular ve kazanımlar sürekli
geliştirilerek öğrencilerin farklı düşünmesi, hızlı çözüm üretmesi, farklı
yolları denemesi ve çözümün sağlamasını yapması sağlanmaya çalışılmıştır.
Özellikle öğrencilerin “Ben bunu ne yapacağım?” Şeklindeki sorularına yanıt
olması için problemler öğrencilerin günlük hayatta karşılaşabileceği şekilde
seçilmeye çalışılmıştır. Problemin farkında olma, hissetme, anlama; Problemi
tanımlama ve sınırlandırma Problemle ilgili veri toplama; Olası çözüm yolları
önermek, hipotez kurmak; Hipotezleri test etme, Sonuca ulaşma ve değerlendirme
yapma aşamalarını öğrencilerin uygulamasını sağlayarak öğrencilere hem problem
çözme aşamaları hem de bir problemle karşılaşıldığında ilk yapılması gerekenler
öğretilir. Öğrencilerin artık sadece matematik derslerinde bu aşamaları uygulamasından
çok hayatının her aşamasında karşılaştığı problemleri bu aşamaları izleyerek
çözmesi sağlanmaya çalışılmaktadır. Öğretim programı da tüm bu etkenler dikkate
alınarak günden güne yenilenerek bilişsel yoğunluğu arttırmayı amaçlamaktadır. Eski
öğretim programları incelendiğinde öğrencilerin formülleri kullanarak soruları
çözüp geçmesi eğitimini tamamlaması için yetmekteydi. 2005 Yılı sonrası
oluşturulan öğretim programları ise bu bakış açısını yıkarak öğrencilerin
günlük hayattan matematiği soyutlamasını engellemeyi amaçlamıştır. Yeni öğretim
programlarında daha çok öğrencinin düşünmesi ve çözümü kendisinin bulması
amaçlanmıştır.
Öğretim programları yenilendikçe öğrencilerin düşünmesini,
kendisinin bulmasını, kendisinin öğrenmesini amaçlamıştır. Yeni öğretim
programlarında da problem çözme becerisi şu anki öğretim programlarında olduğu
gibi ön plana çıkartılabilir. Öğrencilerin sadece dinleyici konumunda olması ve
verilen sorularda verilen formülleri yerine yazarak soruları çözmeleri
öğrencilerde günlük hayat ile matematik bağıntısının kurulamamasına yol açmıştır.
Öğrencilerin öğrendikleri şeylerin günlük hayatta ne işe yaradığını görmeleri
hem problemi anlama hem de derse olan bakış açılarında büyük bir değişime yol
açacaktır. Öğrencilerin rutin, rutin olmayan gibi problem çeşitleri ile
karşılaşmaları bir kalıba bağlı kalmadan farklı durumlarda farklı çözümler
üretebilmelerini sağlamaktadır. Bir problem karşısında izlenecek yöntem öğrencilere
benimsetilmeli ve hayatının her alanında kullandırılmalıdır.
Öğrencilerin çözümlerini problem çeşidine göre yapmasından ziyade
problem çözme aşamalarını kullanarak yapması farklı bir problemle
karşılaştığında hızlıca çözüm üretebilmesini sağlayacaktır. Öğretim programları
da bu durumu göz önünde bulundurarak problemleri belirli kalıplardan çıkararak
yöntem, teknik geliştirmeyi ve kalıplara bağlı kalmamayı sağlamayı
amaçlamıştır. Yıllardır süre gelen öğrenci sorunlarında başı çeken günlük hayat ve matematik arasındaki bağlantı problem çözmeyle birlikte sağlanmaktadır. Öğretim
programlarında yapılan revizeler incelendiğinde de problem çözme becerisi
geliştirmeye çalışılmış ve problemler geliştirilmiştir. Öğretim programında
yapılan bu revizeler de zamanla bu soruların sorulmasını engelleyerek matematik
ve daha birçok dersin öğrenciler tarafından sevilmesini sağlamayı
amaçlamaktadır. Öğrenciler günlük hayat ve matematik arasında bağlantı kurarak
hem matematiğe olan bakış açılarını hem de düşünme şekillerini zamanla
değiştirmiş ve değiştireceklerdir. Yapılan bu revizeler sonucunda öğrenci ve
öğretmenlerin de düşünme şekilleri ve yöntemlerinde bazı değişikliklere gitmesi
gerekmektedir. Öğretmenler zamanla öğretmen merkezcilikten öğrenci
merkeziyetçiliğe geçiş yapmıştır. Öğrenciler ise ezberlemek, düşünme ve problem
çözme becerisinden uzak yöntemlerini değiştirerek yeni öğretim programlarına
uyum sağlamaktadır. Bu sayede alınan sonuçlara göre öğretim programı problem
çözme ve daha birçok önemli kazanımda verilere göre bir değişim göstermektedir.
Yorumlar
Yorum Gönder